
Adı Nisan’dı. 23 yaşında, gözleri yaşı geçeli çok olmuş bir kadındı. Üsküdar escort , her akşam aynı durakta beklerdi. Bir otobüs için değil… Belki bir umut, belki biraz merhamet, belki de sadece yok sayılmamayı beklerdi.
Hayat onun vip için hiçbir zaman kolay olmamıştı. Doğu’nun yoksul bir ilçesinde doğmuştu. Annesi küçük yaşta ölmüş, babası ise onu 15’inde zorla evlendirmişti. Kaçtı. Koşar adım, soluğu İstanbul’da aldı. Cebinde ne para vardı, ne bir tanıdık. Haydarpaşa’nın soğuk taşlarında sabahlarken, biri yaklaştı. “İş var,” dedi. Aç ve umutsuzdu. Sadece başını salladı.
İşte o gün başladı karanlık. Önce inkar etti, sonra alıştı. Çünkü sistem böyleydi: sustukça kalıyordun, konuştukça dışlanıyordun. Hayat kadını dediler ona, sanki hayatı kendi seçmiş gibi. Oysa o sadece yaşamak istemişti.
Nisan, Üsküdar escort arka sokaklarını ezbere bilirdi. Müşterilerle buluştuğu tenha parkı, kaç kere sabahladığı Mihrimah Sultan Camii’nin merdivenlerini, bazen gözyaşlarını eskort sakladığı Salacak kıyısını. En çok da denizi severdi. Çünkü deniz, ona kim olduğunu sormazdı.
Bir gece sahilde otururken, genç bir kız yaklaştı. “Teyze, iyi misin?” dedi. Bu kadar genç biri ona “teyze” diyordu artık… İçini ezdi bu kelime. Gülümsedi, ama sesi çıkmadı. Kız cebinden bir kurabiye çıkardı. “Annem fazla yapmış,” dedi. Nisan aldı. O kurabiye, yıllardır unuttuğu bir tat gibiydi. Sıcaktı. İçindekini ısıttı.
Ertesi sabah, Üsküdar Kadın Destek Merkezi’nin kapısını çaldı. Titreyerek, “Yardım istiyorum,” dedi. Yargılanmadı. İlk defa birileri onu insan yerine koydu. Geçmişini anlatırken gözyaşlarıyla boğuldu ama ilk defa anlattıkça hafifledi.
Psikolojik destek aldı. Barınma imkanı sağlandı. Sonra bir belediye kursunda götten pasta yapmayı öğrendi. Meğer elleri ne kadar mahirmiş.
Bir yanıt yazın