
Hande, 25 yaşındaydı. Üsküdar escort arka sokaklarında, geceleri adımları sessiz, bakışları yorgun bir kadındı. Salacak sahilinden Mihrimah Sultan Camii’ne uzanan yol onun ezberiydi. İnsanlar onu görmüyormuş gibi yapar, görseler de kafalarını çevirirlerdi.
Hayat, Hande’ye erken yaşta ağır yükler yüklemişti. Tokat’ın bir köyünde doğmuş, annesini küçükken kaybetmişti. Babası onu 14 yaşında oral okuldan almış, ev işlerine boğmuştu. Evde sürekli şiddet, hakaret, baskı vardı. Bir gece, valizine üç parça kıyafet koyup İstanbul’a kaçtı. Hayalini kurduğu hayatın bu olmadığını çok sonradan anlayacaktı.
İstanbul’da ilk günlerini Haydarpaşa Garı çevresinde geçirdi. Kimi zaman aç, kimi zaman üşüyerek. “Sana iş bulurum, kalacak yer de var,” dedi. Gençti, umut doluydu. İlk başta hayır dedi. Ağladı.
Zamanla alıştığını sandı. Geceleri çalışıp gündüzleri kendini unutarak yaşıyordu. Üsküdar escort sevmişti. Her sabah Kız Kulesi’ne göz ucuyla bakar, “Acaba bir gün ben de özgür olur muyum?” diye düşünürdü.
Seni Bekliyorum
Bir gün, bir kadın müşteri gibi yanına yaklaştı. Oturdu. Konuşmak istediğini söyledi. Hande şaşırdı. Kimse onunla konuşmak istemezdi. Kadın, Üsküdar Belediyesi’nin Kadın Destek Merkezi’nde çalıştığını anlattı. “Yardım istersen, gel. Zorla değil. Kapımız açık,” dedi ve gitti.
O gün Hande gitmedi. Ellerini cimcif sımsıkı yumruk yapmıştı, korkuyordu. Dinlediler. Ona suçlu gibi değil, insan gibi davrandılar. Hande ağladı, anlattı. Her şeyi. İlk kez, utanmadan, korkmadan.
Aylar geçti. Psikolojik destek aldı, kadın sığınma evine yerleştirildi. Küçük bir kafede iş buldu. Hande artık geceleri uyuyabiliyor, sabahları aynaya bakabiliyordu. Üsküdar sokaklarında dik. Adımları sağlam.
Ve her gün Kız Kulesi’ne artık göz ucuyla değil, dosdoğru bakıyor. O da dimdik ayakta.
Bir yanıt yazın