
Üsküdar escort sabahları, martıların çığlıkları ve vapur düdüklerinin sesiyle uyanırdı. 22 yaşındaki Ece, dar sokaklarda hızlı adımlarla yürüyordu. Dışarıdan bakıldığında genç, güzel ve sıradan bir kadın gibi görünüyordu; ama kimse onun hayatın yüklerini omuzlarında taşıdığını, küçüklüğünden beri her gün hayatta kalmak için savaş verdiğini bilmiyordu.
Ece’nin hayatı, babasının ani ölümüyle altüst olmuştu. Annesi hasta ve yaşlıydı; evin geçimini sağlamak için gün boyu çalışıyor, Ece ise okulu bırakmak sikiş zorunda kalmıştı. Hayatta kalabilmek için çeşitli işlerde çalışıyor, kazandığı para kirayı, faturaları ve annesinin ilaçlarını karşılamaya yetiyordu. Üsküdar hırçın escort sokakları ona hem umut hem de zorluk getiriyordu.
Bir akşam işten çıkıp sahile indi. Dalga sesleri ve Kız Kulesi’nin ışıkları ona kısa bir huzur verdi. Denize bakarken geçmişin acıları gözlerinin önünden geçti. İçinden, “Bir gün her şey değişecek,” diye geçirdi. Hayat onu defalarca sınamış, yıpratmıştı; ama içinde hâlâ sönmemiş bir umut kırıntısı vardı.
Sokaklarda yürürken dolgun memeli insanların bakışları canını acıtıyordu. Bu an, Ece’nin karanlıkta bir ışık bulmasına yardımcı oldu. Belki de değişim, küçük adımlarla başlardı.
Ece’nin içinde güç ve azim vardı. Hayatta kalmak için verdiği mücadele onu her gün yeniden ayağa kaldırıyordu. İnsanların ne dediği önemsizdi; önemli olan kendi hayatının kontrolünü eline alabilmekti. Martıların kanat çırpışını izlerken kalbinde yankılanan bir söz vardı.








